Bu çalışma, algılanan ebeveynlik tarzları (anne ve baba) ile üniversite öğrencilerinin sosyal kaygı düzeyleri arasındaki ilişkide erken dönem uyumsuz şemaların olası aracılık rolünü araştırmayı amaçlamaktadır. Araştırmada kesitsel bir tasarım benimsenmiş olup, altı farklı üniversiteden yüz yüze görüşmeler yoluyla seçilen 419 üniversite öğrencisi (%60,4 kadın) katılmıştır. Veri toplama için Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği (LSAS), Young Şema Ölçeği-Kısa Form 3 (YSQ-SF3) ve Young Ebeveynlik Envanteri (YPI) kullanılmıştır. Sonuçlar, annelerin algılanan olumsuz ebeveynlik tarzlarının, öğrencilerin sosyal kaygı düzeylerini anlamlı şekilde artırdığını göstermiştir. Özellikle, erken dönem uyumsuz şemaların 'bozulmuş özerklik' alanı, bu ilişkide önemli bir aracı olarak tanımlanmıştır. Bu durum, annelik tarzlarının, bozulmuş özerklik şemalarının gelişimi yoluyla sosyal kaygıyı artırdığına işaret etmektedir. Buna karşılık, babaların algılanan ebeveynlik tarzlarının sosyal kaygı düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisi bulunmamıştır. Bu bulgular, sosyal kaygının gelişiminde annelerin kritik rolünü vurgulamakta ve erken dönem uyumsuz şemaları hedefleyen terapötik müdahalelerin önemini ortaya koymaktadır. Çalışma, erken ebeveynlik etkilerinin zihinsel sağlık sonuçlarını nasıl şekillendirdiğini anlamaya katkıda bulunmakta olup, klinik uygulamalar ve gelecekteki araştırmalar için önemli çıkarımlar sunmaktadır
|